Osmangazi Köprüsü Teknoloji Müzesi İnşaat Hikayesi
Geçiş ücretleri olsun, açılış zamanlaması olsun, geçiş garantileri olsun birçok tartışma konusuna dahil olan Osmangazi Köprüsü arkasında bir de inşaat aşamalarının bir hikayesi var.
Kocaeli ilinin Gebze ve Dilovası ilçeleri arasında bulunan ve Marmara denizini aşan bu köprü İstanbul-İzmir otoyolunun önemli bir parçası. Eskiden İstanbul’dan İzmir tarafına gidecek olan yolcular ya İzmit körfezini dolaşıyor ya da Eskihisar-Topçular feribotunu kullanıyordu. Her iki seçenek de bu geçişin en sancılı halkalarındandı. Özellikle tatil günlerinde feribot sırası veya trafik gecikmeleri saatler sürebiliyordu.
Günümüzde bu durum aslında çok da değişmedi. Yap-İşlet-Devret modeli ile inşa edilen Osmangazi Köprüsü, fahiş geçiş ücretleriyle hala birçok kişi tarafından tercih sebebi olamıyor. Ancak, verilen geçiş garantisi sebebiyle her yıl geçse de geçmese de milletin cebinden çıkıyor.
Biz işin politik durumuna değil de mühendislik ve fayda durumunu değerlendirmeye çalışacağız. Umarız işletme süresi olan 22 yıl 4 ay sonra sorunsuz bir şekilde devlete teslim edilir ve en azından gelecek nesiller tarafından gönül rahatlığıyla kullanılabilir.
Köprü üzerindeki yolculuk ekstra bir durumla karşılaşmadıkça 5 dakikayı aşmıyor ve minimum 1 saat süren hem feribot, hem de körfez yolculuğunu önemli ölçüde kısaltıyor.
Osmangazi Köprüsü inşaatı sırasında yaşanan kaza ve Japon mühendis hikayesi
Köprü inşaatının bir de trajik bir hikayesi bulunuyor. Kedi yolu olarak tabir ediline köprü halatları üzerindeki bakım-onarım hattı yapım aşamasında halatlardan biri koptu. Neyse ki can kaybı yaşanmayan bu olayda Japon mühendis ve asma köprü uzmanı olan Kishi Ryoichi, halatın kopmasından kendisini sorumlu tutarak 51 yaşında hayatına son verdi.
Aslında kopan parçanın halat değil de mesnet bölgesindeki çelik plakalardan kaynaklı olduğu düşünülüyor. Haber sitelerinde verilen çatlak görseli doğruysa eğer çelik malzemenin akma yapmadan direkt olarak çatladığı gözüküyor. Bu da çelik plakanın olması gerektiği gibi esnek olmadığını gösteriyor. Dolayısıyla kullanılan çelik plakanın malzeme kalitesi ile alakalı bir durum olabilir.
Osmangazi köprüsü çelik kule ve çelik makas tabliye taşıyıcıları ile taşıtılmaktadır. Bu da çelik kaynaklarının önemini ön plana çıkarmaktadır. Devasa yapma profiller ile bu şekilde devasa bir köprü, fabrikalarda imal edilip yerinde montajı yapılabilmiştir.
Normal yapılarda gözle kontrol, manyetik kontrol yeterli olurken Osmangazi köprüsünde makroskopik kaynak kontrolleri yapılmıştır. Bu sayede kaynaklarda oluşabilecek en ufak bir kusurun bile önüne geçmek hedeflenmiştir.
1550 metre orta açıklığı ve 2682 metre uzunluğundaki Osmangazi köprüsü Türkiye’nin 1. dünyanın 4. en uzun asma köprüsü unvanını elinde bulundurmaktadır. Köprünün tek başına maliyeti ise 1.2 milyar dolardır.
Bir başka ilginç bir köprü tasarımına sahip Slauerhoff köprüsü – Açılır kapanır köprü hakkında sitemizden detaylı bilgileri görebilirsiniz.
O ZAMAN NE DİYE İLK BAŞTA SİYASET YAPIYOSUN